Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. More info
ACTolarak hedeflerimizden biri de su
kaynakları kapsamında sürdürülebilirliği
geliştirmek ve mağdur olan kesimlerin yaşam kalitesini artıracak
projelere destek olarak sosyal değer katmaktır. Bu hedef bizi her gün
motive ediyor ve çözümün bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz.
Bu nedenle, sürdürülebilirlik kavramına
güçlü bir şekilde inanıyor ve bu ideali destekliyoruz. Çünkü mensubu olduğumuz
AQUAMATCH grubu sıradan bir su arıtma şirketi olmanın ötesinde Türkiye’de
bünyesinde kendi alanında uzman çevre mühendislerinin en fazla sayıda yer
aldığı organizasyondur. Bilgi
birikimimiz ve tecrübemizle su ve atık su arıtma sistemlerimizi
sürdürülebilirlik ilkelerine uygun tasarlayıp üretiyoruz. Bu kapsamda, su
sıkıntısı çeken bölgelere ve topluluklara içme suyu temin etme misyonu yüklenen
ulusal ve uluslararası kurumları da destekliyoruz. Bunu, aşağıdaki gerçeklerin
farkında olduğumuz için yapıyoruz:
Birleşmiş Milletler’in 2015 Dünya Su Geliştirme Raporu’na göre su ve
sürdürülebilir kalkınma arasında yoksulluk, ekonomik kalkınma ve ekosistemler
açısından üç boyutlu bir bağlantı bulunmaktadır.
Kısaca: su sıkıntısı yoksulluk ve açlık üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir ve
bu da toplumları daha istikrarsız ve gerginliklere açık ve çatışmalara yatkın
hale getirmiştir. Su altyapısına yapılan yatırımlar, bir ülkenin ekonomik kalkınmasının
erken aşamalarında ekonomik büyüme potansiyelinin tam olarak ortaya
açılması için temel koşullar arasındadır.
Bu raporda ayrıca, "Su kıtlığı riskini azaltmak ve suyla ilgili
felaketleri yönetmek için altyapının, bir ülkenin kalkınma çabalarını,
kırılganlığı azaltarak ve/veya ekonomilerin aşırı olaylara karşı
dayanıklılığını artırarak daha sürdürülebilir hale getirebileceği" de iddia
ediliyor. Buna ek olarak, "gelişmiş su kaynakları yönetimi önlemleri
önemli ekonomik kazanımlar göstermiştir".
Sağlıklı ekosistemler, sel kontrolü, yeraltı sularının şarjı, nehir
kıyısı stabilizasyonu ve erozyonun korunması, su arıtma, biyolojik çeşitliliğin
korunması, ulaşım, rekreasyon ve turizm yoluyla önemli ölçüde sosyal değere
sahip su hizmetleri sunmaktadır (MEA, 2005b). 1970'ten beri biyolojik
çeşitlilik sağlığında %30 bir azalma olmuştur (WWF, 2012). Kötü su
yönetimi yaklaşımları bu azalmanın etkeni olabilir.
Mevcut doğal kaynaklar ile günümüzün ihtiyaçları arasındaki dengesizlik
sürdürülebilir bir çevre ihtiyacı gerçeğini destekliyor. Bu dengesizlik
bir taraftan doğal kaynaklardaki sabit kalma ya da tükenme eğilimi, diğer
taraftan da kalan kaynakların da çeşitli gerekçelerle kirlenerek kullanılamaz
hale gelmesi ile ortaya çıkmaktadır.
Bu senaryoda, ACT gibi su arıtma hizmeti veren kuruluşların rolü daha önemli
hale gelmektedir. Çünkü bu kuruluşlar atık suyun mevcut düzenlemelere
uygun şekilde deşarj edilmeden önce geri kazanılması veya arıtılmasını temin
etmektedirler. Böylece var olan kaynakların daha az tüketilmesi ve kirletilmesi
mümkün olmaktadır. Diğer yandan, daha önceden faydalanılamayan deniz suyu,
acı su, çamurlu su, vb. suları arıtmak için en son teknolojilerin uygulanması
da mevcut su kaynaklarının üzerindeki baskının azaltılmasına önemli ölçüde
katkıda bulunmaktadır.